CORONA VİRÜS KAPSAMINDA ALINAN TEDBİRLERİN İŞ SÖZLEŞMELERİNE ETKİLERİ ve İŞÇİ ile İŞVERENLERİN HAKLARI
Koronavirüs(COVID-19) salgının ülkemizde de görülmesiyle birlikte, hükümetin bu kapsamda arka arkaya tedbirler alma zarureti doğmuştur. Bu tedbirlerin bir kısmı virüsü kontrol altına almaya yönelik iken bir kısmı virüsün sosyal hayata etkilerini azaltmaya yöneliktir. Virüsün ekonomik ve sosyal hayata etkilerini sınırlamak amacıyla 16.04.2020 tarihinde Yeni Tip Koronavirüs (COVID-19) Salgınının Ekonomik ve Sosyal Hayata Etkilerinin Azaltılması Hakkında Kanun ile Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Teklifi, TBMM Genel Kurulunda kabul edilerek yasalaştı.
Resmi gazetede yayımlanan bu kanun ile bir takım ekonomik önlemler hayata geçirilmiştir. Makalemizin konusu olan işçi ve işvereni korumaya yönelik olan maddeler ile de işçi ve işveren ilişkileri arasında menfaat dengesi kurulmaya çalışırmıştır. Aşağıda getirilen bu düzenlemelerin iş sözleşmelerine etkileri üzerinde durulacaktır.
16.04.2020 TARİHLİ KANUNUN İŞ SÖZLEŞMELERİNE ETKİLERİ
Makalemizin konusu kanunda kanun koyucu iş ve işveren arasında menfaat ilişkisini dengeleyerek bir yandan işçinin sağlığını ve geçim standartlarını güvence altına alırken bir yandan ise işverenin ekonomik menfaatlerini güvence altına almayı hedeflemiştir. Kanun koyucu bu amacını gerçekleştirirken öncelikle işçinin işini güvence altına alırken, işveren açısından ise ücretsiz izin hakkı ile ekonomik güvence sağlamaktadır.
Ücretsiz izin esnasında işçinin ekonomik sıkıntısını gidermek amacıyla ise Yeni Tip Koronavirüs (COVID-19) Salgınının Ekonomik ve Sosyal Hayata Etkilerinin Azaltılması Hakkında Kanun ile Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun’un 7. Maddesinde bulunan düzenlemeye göre, ücretsiz izne ayrılan kısa çalışma ödeneğinden yararlanamayan veya işten çıkarıldığında işsizlik ödeneğine hak kazanamayan işçilere günlük 39,24 lira destek sağlanacaktır.
İŞÇİYİ GÜVENCE ALTINA ALAN HÜKÜMLER
Yeni Tip Koronavirüs (COVID-19) Salgınının Ekonomik ve Sosyal Hayata Etkilerinin Azaltılması Hakkında Kanun ile Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun’un 9. Maddesi ile 4857 sayılı İş Kanununa geçici madde eklenmiştir. İş bu geçici kanun ile bu maddenin yürürlüğe girdiği tarihten itibaren 3 ay süre ile İş Kanunu’nun 25’inci maddesinin birinci fıkrasının (II) numaralı bendinde(İşverenin haklı nedenle derhal fesih hakkı) ve diğer kanunların ilgili hükümlerinde yer alan ahlak ve iyi niyet kurallarına uymayan haller ve benzeri sebepler dışında iş ve hizmet sözleşmesi işveren tarafından feshedilmesi yasaklanmıştır.
Bu kanun maddesi ile kanun koyucu öncelikle iş sözleşmesinin ayakta durmasını sağlayarak işçiyi güvence altına almayı hedeflemiştir. Zira aksi takdirde alınan tedbirler sebebiyle işçi üzerinde oluşan olumsuz etkiler neticesinde işverenin haklı fesih nedenleri oluşabilecek iken bu kanun maddesi ile bu uyuşmazlıkların önüne geçilmiştir. Örnek vermek gerekirse Yeni Tip Koronavirüs (COVİD-19) sebebiyle işe gidemeyen işçinin sözleşmesi işveren tarafından haklı neden ile feshedilebilecek iken bu kanun maddesi ile bu durumun önüne geçilmeye çalışılmıştır.
İŞVERENİ GÜVENCE ALTINA ALAN HÜKÜMLER
Kanun koyucu iş sözleşmesini ayakta tutarken bir yandan da işverenin ekonomik hayatını korumayı hedeflemiştir. Zira bu denge politikasında işverenin koruma altına alınmadığı durumlarda iş sözleşmesinin ayakta kalmasının amacı ortadan kalkacaktır. Bu sebeple işverenin feshi hakkını sadece ahlak ve iyi niyet kurallarına uymayan haller ile sınırlayan kanun koyucu işverene ücretsiz izin hakkı tanımıştır. Esasen ücretsiz izin için işçinin yazılı onayı gerekli iken geçici madde ile işverene bu hak tanınmış ve işverenin ekonomik sıkıntıları önlenmeye çalışılmıştır.
KISA ÇALIŞMA ÖDENEĞİNİN UYGULAMASI
İşverenin başvurabileceği başka bir yol ise kısa çalışma ödeneği desteğinden yararlanmaktır. Kısa Çalışma Ödeneği, 4447 sayılı İşsizlik Sigortası Kanunu Ek 2’inci maddesi ile bu kanuna dayanılarak çıkarılan Kısa Çalışma ve Kısa Çalışma Ödeneği Hakkındaki Yönetmelikte detaylı bir şekilde düzenlenmiştir.
Kısa çalışma ödeneği; İşverenin genel ekonomik kriz veya zorlayıcı sebeplerle işyerindeki haftalık çalışma sürelerini geçici olarak önemli ölçüde azaltması veya işyerinde faaliyeti tamamen veya kısmen geçici olarak durdurması neticesinde sigortalılara çalışmadıkları dönem için ekonomik destek sağlayan bir uygulamadır.
İş yerinde kısa çalışma ödeneğinin uygulanabilmesi için öncelikle İşverenin; genel ekonomik, sektörel, bölgesel kriz veya zorlayıcı sebeplerle işyerindeki çalışma süresinin önemli ölçüde azaldığı veya durduğu yönünde İŞKUR’a başvuruda bulunması ve İş Müfettişlerince yapılan uygunluk tespiti sonucu işyerinin bu durumlardan etkilendiğinin tespit edilmesi gerekmektedir. Yapılan bu başvurunun uygun bulunması neticesinde işçinin bu uygulamadan yararlanabilmesi için ise kısa çalışmaya tabi tutulan işçinin kısa çalışmanın başladığı tarihte çalışma sürelerini ve prim ödeme şartlarını sağlamış olması (Covid-19 etkisiyle yapılan kısa çalışma başvurularında, son 60 gün hizmet akdine tabi olmak kaydıyla son 3 yıl içinde 450 gün prim ödemiş olması) ve İş müfettişlerince yapılacak inceleme sonucu kısa çalışmaya katılacaklar listesinde işçinin bilgilerinin bulunması, gerekmektedir.
16.04.2020 TARİHLİ KANUNUN 7. MADDESİ DEĞERLENDİRMESİ
Kanun koyucu bir yandan iş sözleşmesini ayakta tutarak işçiyi güvence altına almış, bir yandan işverene ücretsiz izin hakkı vererek işvereni güvence altına almış iken işçinin ekonomik hayatının olumsuz etkilenmemesi amacıyla işbu kanunun 7. Maddesi ile 4447 sayılı kanuna geçici madde eklemiştir.
Bu geçici madde ile 4857 sayılı Kanunun geçici 10 uncu maddesi uyarınca işveren tarafından ücretsiz izne ayrılan ve kısa çalışma ödeneğinden yararlanamayan işçiler ile 15.3.2020 tarihinden sonra 51 inci madde kapsamında iş sözleşmesi feshedilen ve bu Kanunun diğer hükümlerine göre işsizlik ödeneğinden yararlanamayan işçilere günlük 39,24 TL nakdi ücret desteği verilecektir.
SONUÇ
Salgının sosyal ve ekonomik hayata etkilerinin azaltılması amacıyla düzenlenen ve yasalaşan kanun sonucunca işçi işveren ilişkilerinde bir takım kısıtlamalara ve yetkilendirmelere gidilmiştir. Kanun koyucu işverenin feshi hakkını kısıtlarken işverene ücretsiz izin hakkı vererek bir menfaat dengesi kurmayı amaçlamıştır.
Yapılan bu düzenlemeler neticesinde;
3 aylık süre ile iş sözleşmesinin işveren tarafından feshi hakkı ahlak ve iyi niyet kurallarına aykırı durumlar dışında yasaklanmıştır. Bu düzenleme ile işçinin korunması hedeflenmiştir.
3 aylık süre ile işveren işçiyi kısmen veya tamamen ücretsiz izine ayırabilir. Bu süre zarfında ücretsiz izne ayrılmak, işçiye haklı nedene dayanarak sözleşmeyi fesih hakkı vermez. Bu düzenleme ile işverenin ekonomik sıkıntı yaşaması önlenmeye çalışılmıştır.
Düzenlemeye göre, ücretsiz izne ayrılan kısa çalışma ödeneğinden yararlanamayan veya işten çıkarıldığında işsizlik ödeneğine hak kazanamayan işçilere günlük 39,24 lira destek sağlanacak. Bu düzenleme ile ise ücretsiz izne ayrılan işçinin ekonomik hayatının güvence altına alınması hedeflenmiştir.
Unutmamak lazım ki işverenin ve işçi her zaman bir bütün olarak değerlendirilmelidir. Zira işçinin olmadığı durumda işveren var olamaz işverenin olmadığı durumda da işçi var olamaz. Bu sebeple iki tarafın da varlığını koruyan bu denge politikası hukuka uygun adımlarla titizlikle yürütülmesi elzemdir.